Türk Ceza Kanunu (TCK) çerçevesinde bir çalışanın veri ihlali gerçekleştirmesi, hem cezai sorumluluk hem de hukuki sonuçlar doğurabilir. Çalışanların kişisel verileri izinsiz işlemeleri, ifşa etmeleri veya kötüye kullanmaları, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil edebilir. Bu tür ihlallerin cezai boyutları, hem verinin güvenliği hem de kişisel hakların korunması açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.
Aşağıda, Türk Ceza Kanunu’na göre bir çalışanın veri ihlali gerçekleştirmesi durumunda uygulanabilecek cezalar ve hukuki düzenlemeler ele alınacaktır.
1. Türk Ceza Kanunu’nda Veri İhlali ile İlgili Suçlar
Türk Ceza Kanunu’nda kişisel verilerin korunmasına dair çeşitli suç tipleri bulunmaktadır. Özellikle kişisel verilerin izinsiz alınması, kötüye kullanılması, ifşa edilmesi gibi eylemler, belirli suçlara yol açmaktadır.
1.1. Kişisel Verilerin Kaydedilmesi ve İzinsiz İletilmesi (TCK Madde 135-137)
TCK Madde 135‘te, kişisel verilerin kaydedilmesi ve bu verilerin izinsiz bir şekilde ele geçirilmesiyle ilgili hükümler bulunmaktadır. Bu maddeye göre, kişisel verileri hukuka aykırı bir şekilde kaydetmek ve izinsiz bir şekilde başkasına iletmek suçtur. Bu suç, ceza hukuku çerçevesinde hapis cezası ile cezalandırılabilir.
- Madde 135: “Kişisel verilerin kaydedilmesi” suçunu düzenler. Eğer bir çalışan, kişisel verileri izinsiz bir şekilde kaydederse (örneğin, bir veritabanına verileri izinsiz olarak kaydederse), hapis cezası verilebilir.
- Madde 136: “Veri ihlali ve kötüye kullanma” suçunu tanımlar. Bu maddeye göre, kişisel verilerin başkalarına ifşa edilmesi, açıklanması veya kötüye kullanılması suçtur ve hapis cezası ile cezalandırılabilir.
- Madde 137: Kişisel verilerin yasa dışı yollarla elde edilmesi veya izinsiz paylaşılması suç olarak kabul edilir. Bu, bir çalışanın, veri sahibi olan kişilerin izni olmadan bu verileri başkalarına aktarması durumunda geçerli olur.
1.2. Kişisel Verilerin Kötüye Kullanılması (TCK Madde 135-137)
Eğer bir çalışan, şirketin ya da başka bir kişiye ait kişisel verileri kötüye kullanarak çıkar sağlamaya çalışıyorsa, örneğin bu verileri ticari amaçlarla kullanmak gibi bir eylemde bulunuyorsa, bu durum cezaî sorumluluk doğurur. TCK’da, kişisel verilerin kötüye kullanılmasına dair düzenlemeler şunlardır:
- Hapis Cezası: Kişisel verilerin kötüye kullanılması, hapis cezası ile cezalandırılabilir. Bu ceza, 1 yıldan 3 yıla kadar sürebilir.
1.3. Kişisel Verilerin Yasadışı Elde Edilmesi (TCK Madde 138)
Bir çalışan, şirket verilerini, müşterilere ait verileri veya başka bir kişinin verilerini yasal olmayan yollarla elde ederse, bu suç kapsamına girer. Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi, çalıntı bir veri anlamına gelir ve bu da cezai sorumluluk doğurur.
- Ceza Süresi: Bu suç için hapis cezası uygulanabilir ve ceza süresi 1 yıl ile 3 yıl arasında değişebilir.
1.4. Kişisel Verilerin Başkasına Verilmesi (TCK Madde 136)
Kişisel verilerin izinsiz bir şekilde başkasına verilmesi, örneğin bir çalışanın müşteri verilerini üçüncü şahıslarla paylaşması, cezai suç olarak kabul edilir. Bu suç, verilerin kötüye kullanımına, özellikle de ticari menfaat sağlanmasına yol açabilir.
- Hapis Cezası: Bu tür bir ihlal, hapis cezası ile cezalandırılabilir. Ceza süresi, genellikle 1 yıldan 4 yıla kadar sürebilir.
2. Veri İhlali Sonuçları ve Cezai Yaptırımlar
Bir çalışanın veri ihlali gerçekleştirmesi durumunda, ceza sorumluluğu yalnızca çalışanın değil, aynı zamanda işyerinin de sorumluluğunda olabilir. Özellikle büyük çaplı ihlallerde, hem çalışan hem de işveren cezaî yaptırımlar ile karşılaşabilir.
2.1. Hapis Cezası ve İdari Yaptırımlar
Çalışanın, kişisel verileri kötüye kullanması veya izinsiz paylaşması durumunda, cezai sorumluluk doğar. Bu, hem hapis cezası ile sonuçlanabilir hem de idari para cezaları uygulanabilir. Örneğin, bir çalışan, kişisel verileri izinsiz olarak satarsa veya ticari bir amaçla kullanırsa, hapis cezası ve para cezası gibi yaptırımlar uygulanabilir.
2.2. Tazminat ve Hukuki Yaptırımlar
Veri ihlali sonucu, veri sahipleri (örneğin, müşteriler) zarar gördüğünde, ihlali gerçekleştiren çalışana karşı tazminat davası açılabilir. Ayrıca, işverenin de tazminat ödemesi gerekebilir. Bu, özellikle büyük veri ihlallerinde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Çalışanın verileri izinsiz ifşa etmesi veya kötüye kullanması, işverenin sorumluluğunu da doğurabilir ve tazminat yükümlülükleri doğabilir.
3. İşverenin Sorumluluğu
Bir çalışanın, işyerinde kişisel verileri ihlal etmesi durumunda, işverenin sorumluluğu da gündeme gelir. İşveren, çalışanlarının kişisel verilerin güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Eğer işveren, gerekli güvenlik önlemlerini almaz ve çalışanını bu konuda eğitmezse, işveren de cezai sorumluluk taşıyabilir.
İşverenin Yükümlülükleri:
- Eğitim: İşveren, çalışanlarına kişisel verilerin korunması konusunda eğitim vermek zorundadır.
- Veri Güvenliği: İşveren, işyerinde kişisel verilerin korunmasını sağlamak için uygun teknolojik ve idari tedbirler almalıdır.
- İç Denetim ve İzleme: İşveren, verilerin kötüye kullanımını engellemek için düzenli iç denetimler yapmalı ve çalışanları izlemelidir.
İşverenin, çalışanlarının veri ihlali sonucu oluşacak zararlar konusunda sorumlu tutulması mümkündür. İşveren, gerektiğinde veri ihlali bildirimini Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na (KVKK) yapmalıdır.
Sonuç
Bir çalışanın, Türk Ceza Kanunu çerçevesinde gerçekleştirdiği veri ihlali, hem çalışanın hem de işverenin cezai sorumluluk taşımasına yol açabilir. Bu ihlaller, hapis cezası, adli para cezası, ve tazminat yükümlülükleri gibi sonuçlar doğurabilir. Hem devlet hem de özel sektördeki işverenler, çalışanlarının kişisel verilerin güvenliğini sağlamak ve KVKK’ya uygun hareket etmelerini sağlamak için gerekli önlemleri almak zorundadır. Aksi takdirde, cezai ve idari yaptırımlar ile karşılaşmaları mümkündür.