
MÜHENDİS GÖZÜYLE
Özet
Donald J. Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri’ndeki siyasi kariyeri, hem iç hem de dış politikada derin tartışmalar yaratmıştır. Trump’ın liderliği, küresel istikrar, ekonomik yapı, toplumsal bölünmüşlük ve demokratik kurumlar açısından uzun vadeli etkiler bırakmıştır. Bu makalede, Trump’ın ikinci bir başkanlık döneminin Amerika’yı çöküşe mi sürükleyeceği yoksa küresel bir güç olarak yeniden mi konumlandıracağı incelenecektir. Bu analiz, ekonomik göstergeler, dış politika stratejileri, kurumsal yapılar ve toplumsal dinamikler çerçevesinde yapılmaktadır.
Giriş
Donald Trump, 2016 yılında seçildiği ilk başkanlık döneminde alışılmış siyaset dilini ve devlet geleneğini altüst eden bir figür olarak tarihe geçmiştir. “Make America Great Again” sloganıyla yola çıkan Trump, birçokları için Amerikan rüyasının koruyucusu olurken, bir kesim içinse anayasal düzeni tehdit eden bir figür haline gelmiştir[^1].
1. Trump Döneminde Ekonomik Yapı ve Etkileri
Trump’ın ekonomi politikaları, vergi indirimleri (Tax Cuts and Jobs Act) ve üretimi ülke içine çekme stratejileriyle şekillendi[^2]. Kısa vadede ekonomik büyümeyi tetikleyen bu hamleler, orta ve uzun vadede dış ticaret ilişkilerini zedelemiş ve bütçe açıklarını artırmıştır[^3].
2. Dış Politika: Yalıtımcı mı, Güçlendirici mi?
Trump’ın dış politikası “America First” doktrini etrafında şekillenmiş, NATO ve BM gibi kurumlarla ilişkilerde mesafe koymuştur[^4]. Çin ile başlattığı ticaret savaşları, Amerikan endüstrisini korumaya yönelikti; ancak küresel tedarik zincirinde kırılmalara neden olmuştur[^5].
3. Kurumsal Demokrasiye Etkisi
2020 seçimleri sonrasında seçim sistemine yönelik yaptığı itirazlar ve Capitol baskını, demokratik kurumlar üzerindeki baskıyı artırmıştır[^6]. Trump döneminde yargı bağımsızlığı ve medya özgürlüğü ciddi sınavlardan geçmiştir[^7].
4. Toplumsal Bölünme ve Popülizm
Trump’ın söylemleri, özellikle göçmenler ve azınlık gruplara karşı toplumsal bölünmeyi artırıcı nitelikteydi[^8]. Popülist söylemleri, demokrasiyi halk iradesiyle özdeşleştirerek kurumları ikinci plana itmiştir[^9].
Sonuç
Donald Trump’ın ikinci bir başkanlık döneminde Amerika Birleşik Devletleri’nin nasıl şekilleneceği, büyük ölçüde kurumsal direnç gücüne ve toplumsal uzlaşma kapasitesine bağlıdır. Trump, kısa vadede istikrar sağlasa da uzun vadede kurumsal çözülme riski taşımaktadır. Bu nedenle Trump hem yeniden doğuş hem de çöküş potansiyelini eş zamanlı barındırmaktadır.
Kaynakça (APA Stilinde)
[^1]: Levitsky, S., & Ziblatt, D. (2018). How Democracies Die. Crown Publishing Group.
[^2]: Gale, W. G., Gelfond, H., Krupkin, A., Mazur, M. J., & Toder, E. J. (2018). Effects of the Tax Cuts and Jobs Act: A preliminary analysis. Brookings Institution.
[^3]: Congressional Budget Office. (2019). Budget and Economic Outlook: 2019 to 2029.
[^4]: Daalder, I., & Lindsay, J. M. (2018). The Empty Throne: America’s Abdication of Global Leadership. PublicAffairs.
[^5]: Bown, C. P. (2020). The US–China Trade War and Phase One Agreement. Peterson Institute for International Economics.
[^6]: Ben-Ghiat, R. (2020). Strongmen: Mussolini to the Present. W. W. Norton & Company.
[^7]: Freedom House. (2021). Freedom in the World 2021: Democracy under Siege.
[^8]: Mudde, C., & Rovira Kaltwasser, C. (2017). Populism: A Very Short Introduction. Oxford University Press.
[^9]: Mounk, Y. (2018). The People vs. Democracy: Why Our Freedom Is in Danger and How to Save It. Harvard University Press.