
Giriş
Kamu kurumları, devletin hizmet sunduğu, kamu görevlilerinin çalışmalarını yürüttüğü ve kamu yararını gözeten kurumlar olarak önemli bir rol oynamaktadır. Kamu görevlileri, görevlerini yerine getirirken belirli bir eşitlik ilkesine tabidirler. Bu eşitlik, kamu görevlilerinin haklarının ve yükümlülüklerinin adil bir şekilde düzenlenmesini gerektirir. Eşitlik ilkesi, anayasal bir ilke olup, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Devlet Memurları Kanunu (657 sayılı Kanun) gibi yasalarda da güvence altına alınmıştır.
Ancak, kamu kurumlarında idari amirlerin belirli kuralları sadece bazı çalışan gruplarına uygulayıp diğer gruplara uygulamaması, bu eşitlik ilkesinin ihlaline yol açar. Bu çalışma, kamu kurumlarında idari amirlerin kuralları uygulama yöntemlerinin hukuki boyutunu, ayrımcılık ve eşitlik ilkesi bağlamında incelemektedir.
1. Eşitlik İlkesi ve Hukuki Temeller
Anayasada Eşitlik İlkesi: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesi, eşitlik ilkesine atıfta bulunarak, herkesin kanun önünde eşit olduğunu ifade eder. Kamu görevlilerinin de anayasa gereği, görevlerinde eşit haklara ve sorumluluklara sahip olmaları gerekir. Eşitlik ilkesi, kamu görevlilerinin herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmadan benzer koşullar altında aynı kurallara uymalarını zorunlu kılar.
Devlet Memurları Kanunu (657 sayılı Kanun): Bu kanun, kamu görevlilerinin görevdeki haklarını, yükümlülüklerini ve sorumluluklarını düzenler. Kanun, kamu görevlilerinin aynı görevde, aynı statüde olmalarına rağmen farklı muameleye tabi tutulmalarını engeller. İdari amirlerin, görevli personel arasındaki eşitliği koruması beklenir.
Türk Ceza Kanunu (TCK): Türk Ceza Kanunu, ayrımcılığı, görevi kötüye kullanmayı ve kötü muameleyi suç olarak kabul eder. Kamu görevlilerinin, görevlerini yerine getirirken ayrımcılık yapması ve kuralları yalnızca bazı çalışanlara uygulaması, cezai sorumluluk doğurabilir.
2. Ayrımcılık ve Eşit Muamele Hakkı
Ayrımcılık, bir kişiye veya bir gruba karşı, ırk, dil, din, cinsiyet, siyasi görüş, engellilik durumu gibi sebeplerle farklı muamelede bulunmaktır. Kamu kurumlarında, çalışanlar arasında yapılan bu tür haksız ayrımcılık, çalışanların eşitlik hakkının ihlali anlamına gelir.
İdari amirler, personel arasında eşitlik ilkesine aykırı hareket ederlerse, ayrımcılık suçu işlemiş olurlar. Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesi, ayrımcılığı suç olarak tanımlar ve bu tür davranışları cezai yaptırımlarla sonuçlandırır. Aynı şekilde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre de, kamu görevlilerinin birbirleriyle eşit muamele görmesi gerektiği belirtilir. İdari amirlerin, kuralları sadece belirli bir grup çalışana uygulayıp diğerlerine uygulamaması, ayrımcılığa yol açar.
2.1 Ayrımcılıkla Mücadele Yöntemleri
Kamu kurumlarında ayrımcılıkla mücadele için en önemli adım, ayrımcı tutumların tespit edilmesidir. Eşitlik ilkesinin ihlali durumunda, mağdur çalışanlar yasal yollara başvurabilirler. Çalışanlar, idari amirlerin ayrımcı uygulamalarını çalışan hakları ve ayrımcılık suçları çerçevesinde iş mahkemeleri veya idari yargı yoluyla dava edebilirler.
3. Görevi Kötüye Kullanma ve Hukuki Yaptırımlar
İdari amirin, görevini kötüye kullanarak bir grup çalışana ayrıcalıklı muamelede bulunması, TCK 257’ye göre görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabilir. Görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin, görevdeki yetkilerini kişisel çıkarları doğrultusunda kullanması veya bir çalışan grubuna karşı haksız bir ayrıcalık tanıması durumudur.
Örneğin, idari amirin yalnızca idari memurlar ve hemşireler gibi belirli gruplara kurallar uygulayıp doktorlara farklı muamelede bulunması, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabilir ve hapis cezası ile cezalandırılabilir.
3.1 Cezaî Yaptırımlar
TCK’ya göre, görevi kötüye kullanmak, belirli bir cezaî yaptırım gerektirir. Eğer idari amir, görevini kötüye kullanarak çalışana ayrımcı bir tutum sergilerse, mağdur çalışanlar, bu durumu cezai soruşturma açarak yargıya taşıyabilirler. Aynı şekilde, TCK 122 ve TCK 86 (kötü muamele) gibi maddelerle de cezai sorumluluk doğabilir.
4. Kamu Görevlilerine Yönelik Hukuki Koruma
Kamu görevlileri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile korunmaktadır. Bu kanun, kamu görevlilerinin haklarını, çalışma koşullarını ve disiplin cezalarını düzenler. Kamu görevlilerinin eşit muamele görmeleri gerektiği bir yükümlülüktür. Eğer bir idari amir bu eşitlik ilkesini ihlal eder, örneğin kuralları yalnızca belirli çalışanlara uygulayarak haksız bir ayrım yaparsa, bu durumun hukuki sonuçları olacaktır.
4.1 Hukuki Başvurular ve İdari Davalar
Eğer bir kamu görevlisi, eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini düşünüyorsa, idari yargıya başvurarak, ayrımcılığa karşı hukuki süreç başlatabilir. Ayrıca, AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihatları, kamu görevlilerinin eşitlik ilkesine aykırı uygulamalara karşı koruma sağlar.
5. Sonuç ve Değerlendirme
Kamu kurumlarında, idari amirlerin farklı gruplara farklı kurallar uygulamaları, ciddi hukuki ve etik sorunlara yol açar. Eşitlik ilkesi, kamu görevlilerinin adil ve eşit bir şekilde muamele görmesini sağlayan temel bir ilkedir ve bu ilkeye aykırı hareket edilmesi ayrımcılık, görevi kötüye kullanma ve kötü muamele gibi suçları gündeme getirir.
Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık ile ilgili yapılacak düzenlemeler, kamu görevlilerinin haklarını güvence altına alacak ve eşit bir çalışma ortamı yaratacaktır. İdari amirlerin kuralları tüm çalışanlara eşit bir şekilde uygulamaları, hem hukuki hem de etik açıdan zorunludur. Eşitlik ilkesinin ihlali durumunda ise hem cezai sorumluluk hem de yönetimsel düzeyde yaptırımlar uygulanacaktır.